ben
bu toprakların beslediği çocuğum
vatanım belli
budur milliyetim
başka bir ülkem yok
kafa kağıdım mülkiyetim
her köşesinde bir vakar
bütün yollarım memleketime çıkar
ne zaman başı derde girse
gözlerim dolar
kahrolurum
toprak kokan
alınlarında emeğin terleri
nasırlaşmış elleri
üretirken düşünen
düşünürken büyüten
güneşin pişirdiği
acının devşirdiği
insanımadır sözlerim
dağ gibi ağır bir yük omuzlarında
yüreğinde kirlenmemiş sevgiler
tandırında sımsıcak bir ekmek
ocağında buram buram bir çorba
yanık bir türkü dudaklarında
mis gibi ayranında
mest olurum
**
ben
bizlerde yoğrulurum
bizlerde yok olurum
yanlış anlamalardan ari
ne zaman sıcacık bir Türkçe duysam
anamın ninnisi gelir aklıma
savrulurum
zorladıkça dilin sınırlarını
büyük laflar ettikçe
bozulur büyü
çoğu kez alırım yüreğimi elime
üstüne üstüne giderim dostluğun/ kardeşliğin
yanlış anlaşılmalarda kesilir soluğum
mahvolurum
/ özlerim
işlenmemiş bir cevher gibi çocukluğumu
bir ney sesinin inleyişinde
kaybolurum/
Son Güncelleme: Çarşamba, 02 Nisan 2014 16:47