Dedim ki; Bir defa güneşi tuttu ellerim
Çöl varsa
Kum fırtınası da olacak
Aldım kalbimde sakladım sahrayı
Yeşil ağaçlar
Billur sular kadar
Göz yanılması seraplar
Düş kırıklıkları kadar cam yaraları da olacak!
Dedim ki; Bir defa tuttu güneşi ellerim.
Güz yanığı yaraların
İlacı zamansa
Herkes işini yapacak
Tutan el kardeş olsa da
Saplanmaktır işi hançerin
Döşte içten içe gizli kanamalar
Söz yürekte bir ağır kurşun
Boya gitsin der üzgülerin üstünü
Esmer vakitlerde tel tel bir zaman
Derim ki; Bir defa güneşi tuttu ellerim.
Işığın kuytuya yansımasıdır gölge
Yok rüzgârın öpmediği karanlık,
Avuçlarına yüklediğin bütün günahlar
Boz bulanık birkaç anı bırakacak ellerine
Karakış ayazı
Üşümüşlük biraz
Derim ki; Bir defa güneşi tuttu ellerim.
Şimdi bir uğultu doğduğun gecenin şafağında
Terkisinde iyi kötü bir hayat
Yağmur kadar güneşte biriktirmiş gözlerin
Değişmedi varlığın hatırımda
Yine tonlarca bir ağırlık
Sonsuza uzayan çileli yüküm.
Benimkisi biraz ceza kendime
Biraz inat yaşadığıma
Her eylemin bir cezası olacak
Öyle nefret edip seni yakmış olsam hayatımda
Unutmaz mıydım doğum gününü?
Bugün senin doğum günün
Derim ki; Bir defa tuttu güneşi ellerim.
Son Güncelleme: Pazartesi, 23 Ocak 2012 12:57