DUR!
Hilal Dolunay tarafından yazıldı.
Cuma, 24 Şubat 2012 16:19

güneşin balçıkla sıvanmadığı günlerden
bu günlere sesleniyorum:
ey yaratılmışların en üstünü beşer!
iki kere iki ne zaman beş eder?
duyduklarımızı /boşverin/gördüklerimiz bile
rayından çıkmış bir tramvay sersemliğinde
Allah aşkına!
bu gidişe hangi babayiğit ‘dur!’ der?
kaç komplo teorisi üretilebilir
Pinokyo’nun burnu üstüne
kaç kere aptal yerine konur insan
kaç kere abdal?!...
sıktıkça sıkan
çözümsüz bir dişlinin ağzında yaşam
‘özür’(!)sürünür yerlerde pespaye
yol alır hatalar / yanlışlar gezegeni
rotası belirsiz bir yolda
/velhasıl/
‘yaşar ne yaşar ne yaşamaz’larda
omuzlarımızda gafletin taşınması zor
ağır mı ağır yükü
sene bilmem kaç /bu kaçıncı sonbahar?
küllenmiş harlara karışır/yüreklerde acılar
tarihe dip not düşün:
bu işin sonunda zâr var….
Son Güncelleme: Çarşamba, 02 Nisan 2014 13:48
Yorum ekle