Kolay, çok kolay gelir,
duvarlarından kanlar akan...
tavanda asılmış onlarca şerefsizin,
salıncakta sallanmaları misali...
düşünceler arasından geçip,
yüz yıkamaya gitmek…
Bir köy yolu sessizliğinde,
Patikada, ayak sesleri bozar sessizliği,
Bazen bir kuş kanadı eşlik eder bu sese,
İki şey sessiz ve sadece dinlemekte, biri farkında,
Ben ve yalnız İnsan
Dertleşimsiz düşünceler, yakınmasız ve cevapsız,
Sorar ve sorgular kendini,
Bir ara güler,
Boş sorular çuvalından bir soru gelir aklına, gülmek adına;
Neden el ve ayaklar beş parmaktır,
Güler, güler, güler,
Sonra bir ihtilal patlaması cevapsızlık,
Soruya hükmeder,
Yürür, yürür, yürür zahmetler tercihinde
Susar, suskunluğuna isyanla susar,
Koşar koşar, koştukça susar,
Dayanılmazdır acıları, ayakları sızlar
Sızladıkça sızlar,
Sonra ulaşır şerefsizler ovasına
Asar, keser, biçer, sıkar kafasına…
Ve son sözde bir soru gelir aklına,
Bitti mi acaba..
Serdar Tunçluer