Sitemiz ziyaretçilerinden gelen ve konusu "ortaöğretim başarı puanı" olan yazıyı sizlerle paylaşıyoruz. Yazı ile ilgili eleştirilerinizi bekliyoruz.
Öğrencilerin üniversiteye yerleştirilmesinde kullanılan ortaöğretim başarı puanı, 2013 yılında yapılan değişiklik ile öğrencilerin diploma notuna göre hesaplanmaktadır. Öğrencilerin diploma notunu; yazılı, proje ve performans notlarının aritmetik ortalaması oluşturmaktadır. Yazılı sınavlar, öğretim programlarında belirtilen kazanımlara uygun olarak hazırlanmalıdır. Fakat yazılı sınav sorularının ölçtükleri bilişsel alan basamağına göre zorluk düzeyleri değişmektedir. Farklı okullarda zorluk düzeyleri birbirlerinden farklı yazılı sınavlar yapılmaktadır. Bu durum, aynı öğrenme düzeyine ulaşan farklı okulların öğrencilerinin yazılı sınavları arasında puan farkları oluşturabilmektedir. Ortaöğretim kurumları yönetmeliğinde; “Öğrencilerin derse hazırlıkları, derse aktif katılımları ve dersle ilgili araştırma çalışmaları da performans çalışması kapsamında ayrıca notla değerlendirilir.” ifadesi yer almaktadır.Farklı okullarda ve farklı öğretmenler tarafından gözlemlenen ve ölçülen öğrenci performansları arasında büyük puan farkları olabilmektedir.
Farklı sınıf veya okullarda aynı düzeyde öğrenen öğrencilerin yazılı, proje ve performans notları birbirlerinden farklı olabilmektedirler. Bu nedenle ortaöğretim başarı puanı hesaplamasında, öğrencilerin diploma notların kullanılması adil bir uygulama değildir. Okulların mezunlarının diploma notu ortalamaları ile YGS veya LYS puan ortalamaları kıyaslanırsa mevcut uygulamanın tutarlılığı görülebilir. Tüm öğrencilerin katılacağı, geçerliliği ve güvenilirliği sağlanmış ölçme araçları(ortaöğretime geçiş sınavları gibi…) kullanılırsa; şu an uygulanan mutlak değerlendirmeye dayalı sistem adil olacaktır. Liselerde henüz bu tür merkezi sınavlar uygulanamadığına için ortaöğretim başarı puanı hesaplamasında 2013 yılından önce uygulanan bağıl değerlendirmeye dayalı sisteme geri dönülebilir.
Diploma notuna göre ortaöğretim başarı puanı uygulamasının toplum üzerinde de önemli etkileri gözlenmektedir. Öğretmenler “yüksek not verme” baskısı altındadırlar. Öğrencilerin bir kısmı için amaç öğrenmek değil, yüksek not almak olmuştur. Bazı okullarda öğrencilere yüksek notlar verildiği algısı nedeniyle öğrenci ve velilerin bir kısmı bu okullara yönelmektedir. Bu okulların arasında özel okulların da olması, toplumda “para ile yüksek not alıyorlar” düşüncesi oluşturmaktadır. Böyle bir hava yaratılması zengin-fakir arasındaki psikolojik uçurumu derinleştirirken; özel okulların imajına da zarar vermektedir. Öğretmenlerin duygusal davranması ya da başka sebeplerle öğrencilere hak etmedikleri yüksek notlar verilmesi çalışan ve çalışmayan arasındaki farkı ortadan kaldırmaktadır. Bilenle bilmeyenin eşit olduğu bir sistem fayda sağlamak yerine topluma zarar verecektir. Yeterince emek harcamadan yüksek notlar almaya alıştırılan gençler, gelecekte zor durumlarla karşılaştıklarında kolay yollar arayışı içine girebilirler. Unutmayalım ki; “Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.” (M. Kemal ATATÜRK)
Bu ülkede eğitimin kalitesinin arttırılması için çaba gösteren herkese saygılarımla…
Son Güncelleme: Pazar, 16 Mart 2014 23:46